Yaklaşık 1,5 metre uzunluğundaki kalın bağırsağın iç yüzeyinde oluşan kanserlere kolon kanseri adı verilir. Bu kanser bağırsağın iç yüzünü örten tabakadaki hücrelerin aşırı çoğalması sonucu ortaya çıkmaktadır. Kalın bağırsağı son 15-20 cm'lik kısmı ise rektum olarak isimlendirilir ve bu bölgenin kanserleri ile birlikte kolon kanserlerine kolorektal kanserler ismi verilir.
Kolorektal kanserler sağlık bakanlığı verilerine göre ülkemizde en sık görülen ilk 5 kanser arasında yer alır. Kadın – erkek arasında görülme sıklığı açısından fark olmamakla birlikte en sık görüldüğü yaşlar 60-65 arasıdır.
Kolorektal kanserler için risk faktörleri olarak ileri yaş, bağırsakta polip varlığı, ailede kolorektal kanser bulunması, bazı genetik faktörler, belli bir süre bağırsak içi hücre tipini bozabilecek inflamatuar bağırsak hastalığı olması, sigara, alkol kullanımı ve işlenmiş ve hayvansal gıdaların aşırı meyve ve sebzenin ise az tüketilmesi sayılabilir.
Kolorektal kanserlerin belirtileri ise yeni başlangıçlı kabızlık ve ya ishal gibi dışkılama değişiklikleri, demir eksikliği ile seyreden kansızlık, dışkı ile birlikte kanama görülmesi ve dışkı renginde ve kalibrasyonunda değişiklik, karın ağrısı, iştahsızlık ve istem dışı kilo kaybıdır. Bu bulgular tek başına kolorektal kanserine işaret etmemekle birlikte bu yakınmaların olması durumunda gerekli kontroller için mutlaka sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir.
Kolorektal kanserlerin teşhisi için muayene sonrası kolonoskopi ile kitle varlığının saptanması ve bu kitleden alınan örneklerin patoloji laboratuvarında değerlendirilmesi gerekir. Kanser tanısının kesinleşmesinin ardından hastalığın değerlendirilmesinde ve hastalık evrelendirilmesinde Bilgisayarlı Tomografi, Manyetik Rezonans (MR) gibi görüntüleme yöntemleri kullanılmaktadır.
Kolorektal kanserlerin tedavisinde en önemli nokta erken teşhistir. Bu nedenle ilgili yakınmaları ve risk faktörleri olan hastaların mutlaka doktora başvurmaları gerekmektedir. Cerrahi tedavi tümörün yerleşim yerine göre değişiklik göstermekle birlikte tedaviyi belirleyen en önemli faktör tümörün evresidir. Hastalığın evresi ve hastanın durumuna göre cerrahi, radyasyon ve kemoterapi planlı ve multidisipliner şekilde düzenlenmelidir.
Dr. Öğr. Üye Selahattin Vural
Genel Cerrahi Anabilim Dalı