Günümüzde Göz Doktorları, Dünya Glokom Haftası münasebetiyle, erken teşhisin glokomun (göz tansiyonu, karasu) ilerlemesini yavaşlatmanın anahtarı olduğunu ve semptomsuz(sinsi) glokomu erken tespit etmenin tek yolunun düzenli göz muayeneleri olduğunu vurguluyor. Geç aşamada Glokom geri döndürülemezdir , eğer erken tanı konmazsa görme kaybı ve körlüğe neden olur.
Glokom açısından en riskli kişiler; ailesinde glokom olan kişiler, 60 yaş üstü kişiler, Şeker hastalığı olanlar ve myop gözlüğü olan kişiler olarak sıralanabilir.
Genel Bakış
Glokom, optik sinirin(göz siniri) gözden çıktığı noktada hasar gördüğü bir grup göz hastalığının genel adıdır.
Gözümüzün şeklini korumak ve düzgün çalışmasını sağlayabilmek için gözünüzün belirli bir basınca ihtiyacı vardır. Çoğu glokom hastasında hasara, göz basıncının(tansiyonunun) yükselmesi neden olur. Diğerlerinin göz tansiyonu normal sınırlar içinde olabilir ancak görme sinirinde zayıflık olduğu için hasar oluşur.
Göz basıncı vücudumuzdaki tansiyondan(kol tansiyonu, hipertansiyon) bağımsızdır. Sadece isim benzerliği vardır.
Nasıl Anlarız ?
Genellikle glokomun erken evrelerinde belirgin şikayetler yoktur ve gözdeki artan basınç kesinlikle glokom hastası olduğumuz anlamına gelmez. Ancak yinede bulanık görme, ağrı, hafif kızarıklık, başağrısı gibi belli belirsiz şikayetler oluşturabilir. Bundan da anlaşıldığı üzere glokomu erken teşhis edebilmenin yolu hiç şikayetimiz olmasa bile düzenli aralıklarla göz muayenesi yaptırmaktır.
Temelde glokom iki çeşittir ve bu iki çeşit glokom birbirlerinden oldukça farklıdır.
1. KRONİK GLOKOM
Bazı insanlarda kronik glokom riski daha mı fazla?
Evet. Riski artıran birkaç faktör vardır.
Yaş: Kronik glokom, yaş ilerledikçe çok daha yaygın hale gelir. 40 yaşın altında nadirdir ancak bu yaşın üzerindeki insanların yüzde birini ve 65 yaşın üzerindeki kişilerin yüzde beşini etkiler.
Aile: Kronik glokomu olan yakın bir akrabanız varsa ve özellikle 40 yaşın üzerindeyseniz düzenli aralıklarla göz testi yaptırmanız gerekir. Ailenizin diğer üyelerine de aynısını yapmalarını tavsiye etmelisiniz.
Uzağı görememe(miyop): Yüksek derecede uzak görme zorluğu olan kişiler kronik glokoma daha yatkındır.
Diyabetin(şeker hastalığı) glokom riskini artırdığı bilinmektedir.
Glokomda görme kaybı riski var mı?
Kronik glokomun esas tehlikesi, gözünüzün tamamen normal görünmesidir. Ağrı,sızı olmaması ve görme düzeyinizin belirgin derecede azalmamış olması tehlikeyi gözden kaçırmamıza sebep olabilir. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde önce dış tarafları sonra da merkezi görmemizde geri dönüşümsüz görme azlığı meydana gelebilir.
Kaç yılda bir kontrole gelmek gerekiyor?
Özellikle 40 yaşından sonra hiç bir şikayetimiz olmasa da en az 2 yılda 1 kez kontrole gelniz gerekmektedir.
Tedavi nasıldır?
Aslında glokom dolayısı ile oluşan görme azlığı ve sinir hasarı için bir tedavi yoktur. Ancak erken teşhis edilen hastalarda göz tansiyonu miktarını azaltabilmek için göz damlaları kullanılmaktadır. Göz damlalarının yetersiz olduğu durumlarda göz doktorunun kararı ile lazer ve ameliyatla tedavi seçenekleri de mevcuttur.
2. AKUT GLOKOM
Akut glokomda gözdeki basınç hızlı bir şekilde yükselir. Bunun nedeni göz içi sıvısının gözden tahliye edilmesindeki ani ortaya çıkmış olan kanal darlıklarıdır.
Nasıl anlarız?
Göz tansiyonundaki ani artış çok ağrılı olabilir. Etkilenen göz kırmızılaşır, görme kötüleşir ve hatta kararabilir. Mide bulantısı ve kusma da olabilir. İlk aşamalarda beyaz ışıkların etrafında sisli gökkuşağı renkli halkalar görebilirsiniz.
Bazen insanlar genellikle akşamları bir dizi hafif atak geçirebilir. Beyaz ışıkların etrafında görülen renkli halkalarla görme "buğulu" görünebilir ve gözde bir miktar rahatsızlık olabilir. Hafif ataklar geçirdiğinizi düşünüyorsanız, gecikmeden doktorunuza başvurmalısınız. Rutin muayenelerde, gözün yapısı muayene eden kişinin akut glokom riskinden şüphelenmesine neden olabilir ve daha ileri testler önerebilir.
Tedavi
Akut atak geçirirseniz, gözdeki ağrı ve basıncın giderilebilmesi için derhal hastaneye gitmeniz gerekecektir. Muhtemelen acil tedavinizin tamamlanması için damla, hap ve damardan ilaç şeklinde birkaç saatlik tedavi gerekmektedir.
Ağrı ve iltihap azaldığında, doktorunuz tıkanıklığı gidermek için irisin(gözün renkli kısmı) dış sınırında küçük bir delik açarak sıvının akmasına izin verecektir. Bu genellikle lazer tedavisi ile yapılır.
Genellikle doktorunuz, diğer göze de aynı tedaviyi yaptırmanızı tavsiye eder, çünkü aynı sorunu geliştirme riski yüksektir. Bu tedavi ağrılı değildir.
Tüm bunlar göz ününde bulundurulduğunda 12 Mart Dünya Glokom günü vesilesiyle bu sinsi hastalıktan en az zararla kurtulabilmenin yegane çaresinin en azından 2 yılda 1 rutin kontrole gelmek olduğunu söyleyebiliriz.
Güzel gören gözler için...
Doç. Dr. Murat Atabey Özer
Göz Hastalıkları Kliniği Anabilim Dalı Başkanı