"İnme Günü"
02 Eylül 2020


Beyin damar hastalıkları dünyada en fazla fonksiyon kaybına neden olan ve ölüm nedeni olarak da ikinci sırada yer alan, doğru yaklaşımla birlikte önlenebilir bir hastalıktır. Dünyada bir yılda yaklaşık 17 milyon kişi inme geçirmekte ve 6 milyon kişi inme nedeniyle hayatını kaybetmektedir yani yaklaşık her 2 saniyede bir kişi inme geçirmektedir. İnme geçirme sıklığı ortalama yaşam süresi artışının da etkisi ile yıllar içinde artış göstermektedir. Beyne giden kan akımının kısa veya uzun süreli yetmezliğine ya da kanamasına bağlı fonksiyon kaybı ile sonuçlanan beyin hastalıklarına ‘Serebrovasküler Hastalıklar’ denir. Sıklıkla ‘inme’ olarak adlandırılır. İnme farkındalığını artırmak, koruyucu ve tedavi edici koşulların iyileştirilmesine dikkat çekmek üzere 29 Ekim Dünya İnme Organizasyonu tarafından “Dünya İnme Günü” olarak ilan edilmiştir. Toplum sağlığını etkileyen birçok hastalıkta olduğu gibi inme geçiren veya inme için risk altındaki bireylerin bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

İnme beyin damar tıkanıklığı ve beyin kanamaları olarak 2’ye ayrılır. İnmelerin yaklaşık %80-85’ini beyin damar tıkanıklıkları oluşturur. Beyin damar tıkanıklıklarının tedavisinde kan sulandırıcılar kullanılırken, kliniğin erken döneminde başvurularda farklı tedavi stratejileri uygulanabilmektedir. Bu nedenle inme semptomları konusunda hastaların ve hasta yakınlarının bilinçli olması büyük önem taşır. Ani gelişen yüzde kayma, tek taraflı kol veya bacakta güçsüzlük, aynı alanda uyuşukluk veya hissizlik, konuşma bozukluğu, konuşulanları anlamada zorluk, tek tarafı görememe gibi şikayetlerin varlığında kişi inme geçiriyor olabilir. Beyin kanamaları bir diğer inme tipidir ve beyin damar tıkanıklıklarında olduğu gibi beyin dokusunun içinde kanama alanının yerine göre hastada farklı klinik tablolar gözlenir. Beyin kanamalarının en önemli nedeni tansiyon yüksekliğidir. Hastalarda genellikle şiddetli baş ağrısı, bilinç kaybı, yüzde kayma, kol veya bacakta güçsüzlük, baş dönmesi, bulantı ve kusma gibi şikayetler ortaya çıkar. Tüm inme tiplerinde her geçen dakika beyin hücrelerinin ölümü ile sonuçlanabilir. ‘Zaman beyindir’ prensibi ile hastaların en erken dönemde nöroloji uzmanının çalıştığı, mümkünse inme ünitesi olan en yakın sağlık kuruluşuna ulaştırılması gerekmektedir. Nörolojik değerlendirme sonucu inme tanısı, inmenin tipi ve tedavisi düzenlenir. İnme semptomları birkaç gün içerisinde ağırlaşabilir veya kliniğin özellikle ilk 2 haftada olmak üzere tekrarlama riski vardır, bu nedenle klinik tablosu hafif olan hastaların bile mutlaka sağlık kuruluşuna ulaştırılması gerekmektedir.

İnme hastalarının erken dönem tedavisi sonrası hayat tarzı ve medikal tedavi önerilerinin aksatılmadan uygulanması, düzenli hekim kontrolü ve meydana gelen sakatlığın derecesine göre rehabilitasyona yönlendirilmesi gerekmektedir.

İnmeyi önlemek için yatkınlık oluşturacak hastalıklar ve alışkanlıklar açısından da farkındalık oluşması  önemlidir. Klinik gelişmeden önce hipertansiyon, diyabet, kalp hastalıkları gibi uzun dönem hastalıkların kontrol altında tutulması, obezitenin önüne geçilmesi ve sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırılması, tütün tüketimi ve hareketsiz yaşamdan kaçınılması önerilir. İnmenin önlenebilir bir hastalık olmasında  koruyucu önlemler, tanı ve tedavi basamakları konusunda farkındalık oluşması birey ve toplum sağlığı açısından önem arz eder.

Dr. Öğr. Üye. İrem İLGEZDİ

Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi
Nöroloji Ana Bilim Dalı

  • irem ilgezdi.jpg