Grip Influenza virüslarla oluşan viral bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle hafif-orta şiddette hastalık tablosu oluşturur ancak bazı kişilerde ölümle sonuçlanabilen ağır hastalık tablosu da oluşturabilmektedir. Hastalık her yıl Avrupa kıtasında 4 milyonu etkileyebilmektedir. Mevsimsel gribe bağlı 15.000-70.000 ölüm gözlenebilmektedir.
Mevsimsel gribe yol açan influenza virüsler bir RNA virüsu olup, Orthomyxoviridae ailesinin üyesidir. Bu virüsun 4 ana tipi bulunmaktadır; A,B,C, D. İnsanlarda hastalığa yol açan tipleri tip A ve tip B’dir. Bu iki ana tip virüsun bir çok alt tipi bulunmaktadır ve bunlarda her yıl virüsun yenilenmesi sonucu oluşmaktadır. Herhangi bir zaman diliminde insanlar arasında influenza A ve B viruslar dolaşmakta ve bu virusun tek bir tipi ve/veya kombinasyonu salgınlara yol açmaktadır. Ülkemizde son yıllarda yaşadığımız salgınlardan biri, 2009 yılında gözlenen domuz gribidir. Bu salgın, virus Influenza A (H1N1) ile meydana gelmişken, 2005 yılında gözlenen kuş gribi Influenza A (H3N5), mevsimsel grip ise influenza A (H3N2) ile gelişmektedir.
Hastalık kuzey yarım kürede kasım-nisan ayları arası gibi kış aylarında, güney yarımküre de ise haziran-ekim ayları arasında görülmektedir.
Hastalık kendisini üşüme ve titreme ile ani yükselen ateş ile göstermektedir. Bunun yanı sıra boğaz ve baş ağrısı, burun tıkanıklığı ve akıntısı, kuru öksürük gibi şikayetlere de yol açabilmektedir. Ayrıca hastalarda çok belirgin kas ve eklem ağrısı ve halsizlik olup hastalar kendilerini çok halsiz adete paçavra gibi hissetmektedirler. Bu nedenle grip hastalığı halk arasında paçavra hastalığı olarak da bilinmektedir. Çocuklarda bu şikayetlerin yanı sıra ek olarak bulantı, kusma ve ishal de şikayetlere eklenebilmektedir. Benzer klinik tablo soğuk algınlığına yol açan diğer virüslerle de oluşabilmektedir. Ancak soğuk algınlığında gripten farklı olarak ateş çok yükselmemektedir, burun akıntısı, hapşırma ve boğaz ağrısı daha ön planda olmaktadır. Yaygın kas eklemlerde hissedilen ağrı da gripte olduğu kadar belirgin değildir. Gerek grip, gerekse de soğuk algınlığı viral etkenlere bağlı olarak geliştiğinden, bu hastalar antibiyotik tedavisinden yarar görmezler.
Hastalarda bahsedilen bu şikayetler, genellikle beş veya yedi gün kadar sürebilmektedir. Bazı hastalarda şikayetlerin süresi daha uzayabilmektedir. Hastalarda bronşit, zatüre veya sinüzit gibi komplikasyonlar gelişebilmektedir. İyileşme 10-14 günü bulabilmektedir. Yıllık olarak grip aşısını yaptıranlar veya daha önceki yıllarda grip geçirenler bu şikayetleri hafif olarak atlatabilmektedirler.
Grip hasta insanların öksürmesi veya hapşurması ile ortama saçtıkları enfeksiyon etkeni içeren damlacık parçaları ile bulaşmaktadır. Bunun yanı sıra hastalık, hasta insanlarla öpüşmek veya tokalaşmak gibi yakın temasta bulunulması ile de bulaşabilmektedir. Hasta kişilerde semptomlar başlamadan bir gün once bulaştırıcılıkları başlamakta ve şikayetler ortaya çıktıktan sonra 3-5 gün devam edebilmektedir. Çocuklarda bulaştırıcılık süresi 7-10 güne kadar uzayabilmektedir. Hastalık virüsu aldıktan 1-4 gün ortalama olarak iki gün içerisinde şikayetler ortaya çıkmaktadır.
Grip her yaştan her toplum kesiminden insanları etkilemektedir. Ancak bazı kişiler hastalığın komplikasyonları gelişimi açısından daha fazla risk altında olabilmektedir. Bunlar arasında 6 aylık ile beş yaş arası çocuklar, gebeler, ve 65 yaş ve üstü yaşlılar bulunmaktadır. Kalp hastalığı olanlar, kronik obstürüktif akciğer hastalığı olanlar, kronik böbrek yetmezliği veya kronik metabolic hastalığı olanlar, hemoglobinopati gibi kan hastalığı olanlar, kronik nörolojik hastalığı olanlar, kanser hastaları, kronik steroid kullananlar, HIV pozitiflerde hastalık diğer hastalardan çok daha ağır seyredebilmektedirler.
Hastalığın tanısı genellikle semptomların özelliklerine göre klinik olarak konulmaktadır. Bunun yanı sıra tanıyı kesinleştirmek için boğaz veya burundan alınan sürünütülerde hastalık etkeninin gösterilmesi tanıyı kesinleştirmektedir.
Hastalığın tedavisi esas olarak dinlenmek ve mevcut şikayetlere yönelik semptomatik tedavi uygulamaktır. Burada dikkatli olunması gereken durum 16 yaşın altındaki çocuk hastalara şikayetlerin düzelmesi için aspirin verilmemesi gerekliliğidir. İnfluanzaya yönelik antiviral tedavi ilk semptomlar başladıktan sonraki 48 saat içerisinde başlanması durumunda hastalığın şiddetli geçmesini engelleyebilmektedirler. Bu tedaviler ancak doktor kontrolü ile yazılabilen ve kullanılabilen ilaçlardır.
Hastalıktan korunmak için hasta olan kişilerin öksürürken veya hapşırırken ağızlarını veya yüzlerini mendil ile kapatmaları gerekmektedir. Mendil bulamadıkları zaman kolları ile veya elleri ile ağızlarını kapatmaları hastalığın etrafa bulaşmasını büyük ölçüde engellemektedir. Ancak burada önemli olan bir başka husus bu tip bir temastan sonar ellerin en az 10 saniye boyunca su ve sabunla yıkanması veya alkol bazlı el dezenfektanı ile ellerini temizlemeleri gerekliliğidir. Hasta kişilerin veya çocukların şikayetlerin şiddetli olduğu dönemde ev istirahatinde bulunmaları bulaşın azalmasına yardımcı olacaktır. Çocuklar özellikle ateşin düşmesinden 24 saat sonrasına kadar okula gitmemeleri gerekmektedir.
Grip aşısı yaptırmak gribe karşı korunmada en etkili yolllardan biridir. Her yıl yapılacak olan grip aşısı ile koruyucu immunite elde etmek mümkündür. Böylelikle de hastalığın komplikasyonlu olarak seyretmesi önlenmiş olacaktır. Grip aşıları yıllık olarak yenilenmektedir, bu nedenle her yıl grip aşısı tekrarlanmalıdır. Her yıl aşılanması gereken kişiler;
- 65 yaş ve üzerindeki kişiler
- 2-64 yaş grubunda kronik hastalığı olan kişiler
- 6– 24ay yaş grubundaki tüm çocuklar,
- 2-18 yaş arasında olup uzun süreli aspirin tedavisi gören çocuk ve gençler,
- Sağlık çalışanları,
- Kreş, anaokulu, huzurevleri ve kronik hastalıklara yönelik hizmet veren yerlerde çalışanlar,
- Yüksek risk grubundaki kişilere evde bakım sağlayan kişiler,
- Yüksek risk taşıyan kişiler ile aynı evde yaşayan kişiler (çocuklar dahil),
- Gebeler
- 6 aydan küçük bebeklerin bulunduğu evlerde yaşayanlar.
|
Bu yıl için geliştirilen aşı kullanıma sunulmuş olup en kısa zamanda yaptırmanızı dileriz…
Prof. Dr. Meltem Arzu Yetkin
Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi
Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı