Dünya Kalp Günü
Kalp, heart, herz, cœur, corazón, cuore… Hepsi farklı dillerde aynı organı isimlendirmek için kullanılıyor. Tüm insanlarda “en önemli organınız hangisi?” sorusuna verilecek ilk cevap yine kalp olacaktır. Çünkü her organımızın can suyu olan kanın kendilerine iletilmesini sağlayan yegane parçamızdır. Her yıl 29 Eylül “Dünya Kalp Günü” olarak kutlanmaktadır.
2000 yılından beri kutlanan bu günün temel amacı tüm dünyada en çok ölüm nedeni olan kalp damar hastalıkları ve inmenin önlenebilmesi için yaşam tarzı düzenlemeleri konusunda toplumu bilinçlendirmektir. Türkiye’de her yıl 300.000 kalp krizi ve bunun sonucunda 125.000 ölüm meydana geldiği düşünüldüğünde farkındalık yaratılması gereken en önemli konuların başında olması gerektiği aşikardır. Kalp damar hastalıkları yaşam tarzı, özellikle sigara kullanımı, sağlıksız yeme alışkanlıkları, fiziksel hareketsizlik ve psikososyal stres ile kuvvetli bir ilişki gösterir. Dünya Sağlık Örgütü, uygun yaşam tarzı değişiklikleri ve düzeltilebilir risk faktörlerinin kontrol altına alınması ile kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerin dörtte üçünden fazlasının önlenebileceğini bildirmektedir. Kalp damar hastalıkları ve inmeyi önlemek veya geciktirmek ve bu hastalığa yol açan nedenleri ortadan kaldırmak, çocukluktan itibaren başlayan sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri ve kalp dostu beslenme ile mümkündür. Akdeniz Tipi Diyet olarak nitelendirilen, zeytinyağı, sebze, meyve, balık ve kuruyemişten zengin besinlerin kalp sağlığına olumu etkilerini gösteren pek çok bilimsel veri mevcuttur. Sağlıklı beslenmek adına işlenmemiş tahıllar, baklagiller, az yağlı süt ürünleri, deniz ürünleri, fındık, ceviz ve badem gibi kuruyemişler soframızda yer almalı,
kırmızı et tüketimi ve doymuş yağlar azaltılmalı, zeytin yağı ve diğer sıvı yağlara daha fazla yer verilmeli ve şekerli içecekler, şekerli ve unlu hazır besinler ile işlenmiş karbonhidratlardan mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Kolesterol yüksekliği ile ilgili bazı basın organlarında ve sosyal medyada yer alan bilimsellikten uzak bilgilere itibar edilmemeli, bu konuda takip altında olduğumuz hekimin önerilerine uyum gösterilmelidir.
Her hastalıkla mücadelenin en etkin yolu hastalığa yakalanmamak için gerekli önlemleri almaktır. Bu bağlamda yukarıda bahsettiğimiz önerilere azami dikkat edilmesi sağlıklı kalplere sahip olmak adına izlenecek en önemli yoldur. Bununla birlikte hastalık ortaya çıktığında hastanemiz güncel tedavi yaklaşımları açısından en üst düzey olanaklar ile hastalarımıza hizmet sunmaya devam etmektedir. Koroner anjiografi, balon ve stent uygulamaları, kalıcı kalp pili, ICD ve CRT olarak adlandırılan ritim bozukluğu ve kalp yetmezliğinde uygulanan cihazların implantasyonu, ritim bozukluklarının ablasyon tedavileri, bacak damarları ve beyne giden damarların açılması gibi bugün kardiyoloji alanında uygulanan pek çok tedavi hastanemizde uygulanabiliyor. Bu bağlamda hastalarımıza sağlıklı kalpler diliyor sözlerimi her zamanki cümle ile sonlandırıyorum.
“Sevgi en iyi ilaçtır.”
Doç. Dr. Ahmet KARAGÖZ
Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı